KIRKLARELİ’NDE yaşayan 37 yaşındaki Seval Ertuğrul’a 2 yıl evvel rahim ağzı kanseri teşhisi konuldu. 6 ay tedavi gören bir evlat validesi genç bayanın, illeti tam iyileştim derken nüksetti. İyileşebilmesi için yumurtalık, mesane, rahim ve bağırsaklarının ameliyatla alınması gerektiği belirtilen Ertuğrul, ameliyatı kabul etmedi. Tümörü eksi 40 aşamada dondurularak tedavi edilen Seval Ertuğrul, “Bir tane evladım var. En büyük hayalim, onun evlenip kendi yuvasını kurduğunu görebilmek” dedi.
Kırklareli’nde yaşayan Seval Ertuğrul, 2 yıl evvel vajinal akıntı, adet periyotları dışındaki kanamaların artması sonucu soluğu bayan marazları ve veladet uzmanında aldı. Yapılan tetkikler sonucu genç bayana rahim ağzı teşhisi konuldu. Süratle tedavisi başlayan hatun 6 ay ahir illeti yendi. Gelgelelim hastalık, 2 yılın akabinde geçtiğimiz aylarda nüksetti. Genç hatuna, tedavi olması için bir ameliyat ile kalın bağırsağı, rahmi, ince bağırsağı, mesanesi alınması gerektiği söylendi. Ameliyat olmazsa hayatını kaybedeceği belirtilen Seval Ertuğrul, ameliyatı kabul etmedi ve farklı tedavi usullerini araştırdı. Medikal Onkoloji Bilirkişisi Doç. Dr. Deniz Arslan ve Girişimsel Onkoloji Bilirkişisi Dr. Metin Çevener ile tanışan genç hatun, evvel 2 kür intraarteryel kemoterapi (atardamardan kemoterapi) aldı. Akabinde kriyoablasyon tekniği ile tümörün dondurulmasıyla hem ameliyattan kurtulan hem de sıhhatine kavuşan Seval Ertuğrul, aylardır görmediği oğluna kavuşmak için taburcu oldu.
Kendisine büyük çaplı ve güçlükle bir ameliyat önerildiğini anlatan Seval Ertuğrul, “Hem idrarımı hem büyük abdestimi torbaya yapacaktım. Genital yerimi alacaklardı. ‘Bunlar alındıktan sonra ne kadar yaşayabilirim ki’ diye düşündüm ve ameliyat olmak istemedim. Artık iyi ki ameliyat olmadım diyorum. Evvel 2 kür intraarteryel kemoterapi, direkt tümöre kemoterapi aldım. Tümörüm 2 ayda 9 milimetreye kadar düştü. Artık kriyoablasyon tekniği ile tümör dondurularak tedavi edildi. İnşallah illeti atlatacağım. Birinci devranlar çok korkuyordum artık korkmuyorum” diye konuştu.
Kanserle savaş eden bireylerin öncelikle kendilerine güvenmesi gerektiğini anlatan Seval Ertuğrul, “İnsanların yapacakları çok şey var. Benim bu hayatta yapacak çok şeyim var. Bir oğlum var, ona dair planlarım var. Gizlesem de o bir şeylerin farkında. Bir rahatsızlığım olduğunu, tedavi gördüğümü biliyor lakin ne olduğunu bilmiyor. Biz bu marazın kanser olduğunu ona söylemedik. ‘İlaç kullandım o yüzden saçlarım döküldü’ diye anlattım. Etkilenmemesi için elimizden geldiğince saklıyoruz. Bir tane evladım var ve en büyük hayalim, onun evlenip kendi yuvasını kurduğunu görebilmek. Çok sıkıntı bir süreç geçiriyorum ama her şey onun için” sözlerini kullandı.
Tümörün hasta tedavi için geldiğinde 6,5 santimetre olduğunu anlatan Medicana International İstanbul Hastanesi Medikal Onkoloji Kompetanı Doç. Dr. Deniz Arslan, “Hastaya birçok merkezde pelvik ekzantrasyon ismi verilen önemli bir ameliyat önermişler. Hasta bu ameliyatı idrar yolları, kalın bağırsak ve genital organını etkileyeceğinden kabul etmedi. Hastaya tümörü besleyen ana damar atardamardan 2 kür kemoterapi uyguladık.Uyguladığımız tedavi, intraarteryel ismi verilen atardamardan kemoterapidir. Bu tedaviyi baş boyun tümörlerinden, akciğer ve göğüs tümörüne kadar birçok tümörde uyguluyoruz. Bu prosedürde tümörü besleyen ana atar damardan tümöre direkt nüfus edecek biçimde nokta atışıyla operasyon gerçekleştirildi. Öteki metotlara nazaran çok iyi sonuçlar alıyoruz. Bu hastaya uygulanan 2 kürlük tedavi sonrasında tümör bir santimetreye kadar geriledi. Girişimsel radyolog doktorumuz hastaya kriyoablasyon yani tümörü dondurarak tedavi etme yolunu uygulayarak tümörü büsbütün yok edecek hastayı külliyen şifaya kavuşturacak” değerlendirmesinde bulundu.
Bir santimlik tümörü yok etmek maksadıyla tümör dondurma tedavisi uyguladıklarını anlatan Medicana International İstanbul Hastanesi Girişimsel Onkoloji Eksperi Dr. Metin Çevener, tedavi hakkında şunları söyledi:
“Hastaya sair merkezlerde iç genital organların (yumurtalık, mesane, rahim ve bağırsaklar) alınmasıyla büyük bir operasyon önerilmiş. Ama hasta bu operasyonu yaşının da genç olması nedeniyle kabul etmedi. Hasebiyle çok küçük bir tümör olduğu için bir santimlik sahaya ‘tümör dondurma tedavisini mütenasip gördük. Tümör dondurma tedavisi krioablasyon olarak isimlendirilmektedir. Bu usul daha evvel 1980’li yıllardan beri yaptığımız tümörü yakarak yok eden sair yollardan daha sonra geliştirilmiş yeni bir tedavi. Buradaki gayemiz tümörü lokal olarak yok etmek. Vücuttaki canlı dokular sıfır aşamanın altına düştükçe canlılığını yitirir. Bu sistemle biz dokuları eksi 40 kademenin altına velev eksi 50 ve 60 radde üzere çok daha düşük seviyelere çekerek tümörlü meydanı yok ediyoruz.Bu tedavide tümörün bulunduğu alan büsbütün donmaktadır. Binaenaleyh hücreler donmanın tesiriyle külliyen parçalanmakta. Hücre zarı, kanserli hücrenin bulunduğu dokular külliyen tahrip olmaktadır.”
DHA Ajanda
