Ordu’da yeni yılla birlikte düşüşe geçen koronavirüs hadise sayıları, yine tırmanışa geçti. Sıhhat Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘İllere Nazaran Haftalık Hadise Sayısı’ haritasına nazaran Karadeniz Bölgesi’nde ortalarında Ordu’nun da yer aldığı 5 vilayette rekor artış yaşandı. Buna nazaran Ordu ülke genelinde 194,42 ortalamayla Trabzon ve Rize’nin akabinde üçüncü sırada yer aldı. Ordu’nun günlük hadise sayısı 211 olarak kayıtlara geçti. Hadise sayılarında yaşanan artışa karşın cadde ve sokaklardaki yoğunluk dikkat çekti. Olay artışları sonrasında güvenlik güçleri, yoğunluk yaşanan caddelerde Hayat Meskene Sığar (HES) Kodu uygulaması yaptı.

‘EN GÜÇLÜ SİLAHIMIZ, MASKE ARALIK, HİJYEN’

ODÜ Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Özgür Enginyurt, kentteki hadise sayılarında yaşanan artış nedeniyle emeklerin boşa gittiğini söyledi. Enginyurt, “Bir sıhhat çalışanı, bir akademisyen olarak lisanımız döndüğünce vatandaşlarımızı uyarmaya çalıştık. Bu korona olayları malumunuz 1 yılın üzerinde görülmekte. Elimizde silah olarak yeni başlayan aşımız var. Bu hastalığı yüzde yüz tedavi edecek bir ilacımız yok. Daima ne dedik; hayat meskene sığar. Maske, ara, hijyen. Elimizdeki en güçlü silahlarımız bunlar. Karadenizliler bizim söylemlerimize maalesef uymadılar. Uymadıkları için de sacayağının birisi daima boşta kaldı. Hadise sıralamasında Trabzon, Rize, Ordu, Samsun formunda tüm Karadeniz vilayetleri sıralandık” dedi.

‘KARADENİZ’E ÖZEL KISITLAMA GELECEĞİNİ BEKLİYORUM’

Prof. Dr. Enginyurt, hadise artışındaki nedenin toplumsal aralık kuralına uyulmamasından kaynaklandığını belirterek, “Sosyal uzaklık kuralına katiyetle uyulmamıştır. Herkes bir ortada olmaya, toplantılarına, konutlarda buluşmalara, düğünlere, cenazelere gitmeye devam etti ve toplumsal uzaklık kuralı uygulanmadığı için Karadeniz, Türkiye’de bölge olarak birinci olmuştur. Ordu da Türkiye sıralamasında üçüncü sırada yer almıştır. Ha çaba birinci olmak için uğraş gösterelim. Maalesef üzülerek söylüyorum bunu; sayın cumhurbaşkanımızın da açıkladığı üzere mart ayında kısıtlamalar kaldırılacak lakin ben Ordu ve Karadeniz kıyısına özel ve daha çok bir kısıtlama geleceğini bekliyorum” diye konuştu.

‘ÇOK AĞIR CEZALAR GETİRİLMELİ’

Kurallara uymayan bireyler için ağır cezaların uygulanması gerektiğini tabir eden Prof. Dr. Enginyurt, kent için alınması gereken değerlerle ilgili şöyle konuştu:

“Sosyal arayı bozacak her türlü hareket kısıtlanmalıdır. Her türlü toplantı, banka önlerinde kuyruklar yasaklanmalı. Caddelerin giriş çıkışının yasaklanması gerekiyor. Alışveriş yapılacak caddelerde HES kodu alınmaya devam etmelidir. Bunun dışında hafta sonları vazifeli olmayanların dışında sokağa çıkanlara çok ağır cezaların getirilmesi gerekiyor.”

‘BİZ HALK OLARAK KURALLARA UYMUYORUZ’

Kentte yaşayan vatandaşlardan Beytullah Şahin de olay sayılarında artış yaşanmasındaki nedenin halk olarak kurallara uyulmamasından kaynaklandığını söyledi. Şahin, “Biz halk olarak kurallara uymuyoruz. Uymadığımız surece bu türlü oluyor. Benim yaşım 70. Müsaadeli olduğum saatler ortasında dışarı çıktım, artık meskenime gidiyorum ancak vatandaş dinlemiyor, maske takmıyor ve bir ortaya geliyor. Maalesef tembellik var. O yüzden bu virüs başımızdan eksik olmuyor. Kurallara uyarsak inşallah bundan kurtulacağız. Toplantılardan, misafirliklerden vazgeçeceğiz. Ben en yakınımın cenazesine yaşımdan ötürü gidemedim. Yalnızca benim, senin kurallarına uyman yetmiyor, toplum uyacak” dedi.

‘İSTANBUL İLE ÇOK FAZLA TEMASI VAR’

Hamiyet Hüsem ise, “Ordu, İstanbul’un ikinci en büyük nüfusuna sahip olan vilayet. İstanbul ile çok fazla giriş çıkış ilişkileri olduğu için bunun tesirli olabileceğini düşünüyorum. Beşerler çok dikkatli değil. Ne kadar sıkı yasaklar alsak da bu insanların kendisinde bitiyor. Beşerler yasağı delersem benim için güzel bir şey olacakmış üzere görüyor. Halbuki kendi sıhhatiyle ve öteki insanların sıhhatiyle oynuyorlar. Bunun emeline bakmak lazım. Maksadı nedir? İnsan sıhhatinin korunması. Bu ölümcül bir hastalık. Kanserden bile çok daha kısa müddette öldüren bir hastalık. İnsanların kendilerinin şuurlu olması gerekir. Her insan kendi içinde şuurlu olursa aslında yasaklara gerek kalmadan bu olay ortadan kalkar” tabirlerini kullandı.