1-Tüp bebek tedavisinde başarıyı artıran en kıymetli etkenlerden biri ülkü kiloda olmaktır. Çok kilolu olanlarda tüp bebekte muvaffakiyet bahtı azalır. Ülkü kiloda olmayanlar tedaviye başlamadan evvel diyetisyene görünmeli.

2-En çok dikkat edilmesi gereken, her gün gereğince su içmektir. Pek çok kişi aslında gereğince su içmediğinin farkında değildir ve dehidratasyondadır. Kişinin kilosuna bağlı değişmekle birlikte günde en az 10-12 bardak su içilmelidir. Bu ölçü yaz aylarında 1 litre daha fazladır. Gereğince su içmek kanı seyreltir, tüm organlara ve rahme giden kan akımını artırır ve bedenden toksinlerin uzaklaştırılmasını kolaylaştırır.

3-Tüm besinler doğal ve organik olmalı. Zerzevat ve meyveler taze olmalı, çeşitli cins ve renktekiler tüketilmeli, tek taraflı beslenme olmamalı. Günde en az 5 porsiyon zerzevat ve meyve tüketilmeli. 12 saatten uzun mühlet bekleyen yemekler inançlı ve sağlıklı olmadığı için tüketilmemeli. GDO’lu besinler, rafine edilmiş-işlenmiş, paketlenmiş eserler tüketilmemeli. Besinler tarım ilacı, hormon, antibiyotik üzere unsurları içermemeli. Tüm bunların hormonal sistem hasebiyle üreme sistemi üzerine olumsuz tesirleri vardır.

4-Proteinden varlıklı besinler tüketilmeli. Bilhassa hayvansal proteinler; yumurta, balık, yağsız kırmızı et, süt ve süt eserleri tüketilmeli. Vejeteryan olan ya da etle ortası iyi olmayan hastalar bitkisel kaynaklı proteinlere yük vermeli ve beraberinde kesinlikle hayvansal kaynaklı vitaminleri içeren vitamin ilaçları kullanmalı.

5-Karbonhidratlar da sağlıklı diyetin bir modülüdür. Karbonhidratlardan kompleks karbonhidratlar (doğal lifli gıdalar) tüketilmelidir. Yani meyve, tam tahıllar, bal tüketilmeli. Rafine karbonhidratlar, doğal olmayan şekerler yani saf şeker, çay şekeri, yapay tatlandırıcılar bilhassa sakkarin içeren besinler, işlenmiş ve paketlenmiş eserlerden uzak durulmalı.

6-Çinkodan varlıklı besinlerin doğurganlık üzerine olumlu tesirleri olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle bundan varlıklı besinlerin tüketilmesine dikkat edilmeli. Kabuklu kuruyemişler, tam tahıllar, baklagiller, patates ve süt eserleri çinko açısından zengindir.

7-Doymuş yağ tüketimi fazla olan bayanlarda daha az olgun yumurta elde edildiği araştırmalarda gösterilmiştir. Bu nedenle doymuş yağ yahut trans yağ içeren besinler, bilhassa margarin, katı yağlar, fast-food tipi yiyecek ve içecek tüketimi azaltılmalı ya da kesilmeli. Doymamış yağ asitleri bedenimiz için yararlıdır. Doymamış yağ asitleri sıvı yağlarda bilhassa zeytinyağında, kabuklu kuruyemişlerde ve balık çeşitlerinde bulunur.

8-Pastörize edilmemiş süt ve süt eserleri tüketilmemeli. Gereğince pastörize edilmemiş sütlerde, tüberküloz, brucella ve listeria enfeksiyonu bulaşma riski vardır.

9-Çiğ etten yapılan salam, sosis, pastırma, etli çiğ köfte, suşi tüketilmemeli. Kızartma, ızgara üzere pişirme teknikleri yerine; haşlama, buğulama, fırında pişirme yolları tercih edilmeli. Kabuklu deniz eserleri; midye, ıstakoz, derin su balıkları ağır metal içermesi nedeniyle tüketilmemeli.

10-Kafein içeren besinler yani kahve, çay, gazlı içecekler ve çikolata tüketimi azaltılmalı. Kahve içilecekse, Türk kahvesi, granül kahveye, bitter çikolata olağan çikolataya tercih edilmeli. Çiğ yumurta ve çiğ yumurtadan yapılan şeyler, salmonella enfeksiyonu riski nedeniyle tüketilmemeli. Soya ya da bitkisel östrojen (fitoöstrojen) içeren besinler tedavi mühletince tüketilmemeli. Sigara ve alkol muhakkak bırakılmalı. Bunlar hem embriyo kalitesini düşürür hem de embriyonun rahme tutunması zorlaştırır. Gebelik oluştuğu takdirde düşük, erken doğum riskine, gelişme geriliğine, erken doğuma ve birtakım anormalliklere neden olabilir.

11-Doğurganlığa yararı olduğu düşünülen birtakım besinler, bitkisel ilaçlar, besin desteklerinin tedavi sürecinde tam bilakis olumsuz tesirleri olabilir. Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların aktifliğini azaltabilir. Bu nedenle doktora danışılmadan bu tip ilaçlar ya da besin destekleri katiyen kullanılmamalı.