Balçiçek İlter, ‘Balçiçek ile Dr. Cankurtaran’ programından sonra ‘Balçiçek ile Sohbete Geldik’le izleyici karşısına çıktı. “Lifestyle bir program daima aklımda vardı” diyen sunucuyla, projesini, çocuklarıyla bağını ve “Acayip üretkenim” dediği hayatının bu periyodunu konuştuk.

– Yeni programınız ‘Balçiçek ile Sohbete Geldik’ güzel olsun. Balçiçek’in sofrasında kimleri ağırlayacaksınız, neler konuşacaksınız?

Çok teşekkür ediyorum. Özel hayatımda bir özelliğim vardır, konutta insan ağırlamaya bayılırım, sofralarım ünlüdür ve herkesin “Aaa onlar ne sohbet eder ki?” dediği, tabiri caizse beş benzemezi bir ortaya getiririm, şahane geceler ortaya çıkar. İşte bu özelliğimi ekrana yansıtmaya çalışıyorum. Hasebiyle rengarenk konuklar, tanınan isimler, alanında uzmanlar, hülasa ekranda keyif alacağınız çabucak herkes konuk olacak.    

– Birinci program çekimleri nasıl geçti?

Heyecanlı lakin ziyadesiyle eğlendim. İki yakın arkadaşımı ağırladım, Ahmet (Güneştekin)ve Ali (Sunal), o denli olunca ben de rahat ettim, çok fakat çok keyifli bir sohbet çıktı ortaya. Ayrıyeten Ege Kökenli de vardı. Reytinglere bakınca da herkesin sevdiğini anladım bin şükür.

– Daha evvel sıhhat programıyla Kanal D ekranındaydınız, artık ise sohbet programı… Farklı bir içerikle ekranda olmayı bilhassa mi tercih ettiniz?

Sıhhat programı yaklaşık üç yıldır alanda dolaşıp ‘sağlık farkındalığını artırma’ toplumsal sorumluluk projesi ‘Evimizin Sıhhat Elçileri’nin televizyon ayağıydı, aslında dönemlik bir projeydi. Can arkadaşım Dr. Hasret Cankurtaran ile birlikte sunduk. Ne kadar yanlışsız bir proje olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz. Lifestyle bir program ise daima aklımda vardı, Kanal D idaresi de bu türlü bir teklifle gelince, çalışmalara başladık.

– Konukları nasıl belirliyorsunuz?

Meskenime çağırır üzere… Kimsenin kimseden rahatsız olmadığı, kendini huzurlu ve keyifli hissettiği ortama uyacakları eşleştiriyorum. Konutumda ağırlar üzere de ağırlıyorum. Biliyorsunuz Ritz Carlton Istanbul’da çekiyoruz ve dayanılmaz yemekler yiyoruz, yemeğe meraklı isimleri de tercih ediyorum doğal.

– Sizin yemekle aranız nasıl? Yeterli yemek yapar mısınız?

Yemeye de bayılırım, yapmaya da. Çok da hoş yemek yaparım. Çocukluğum boyunca yazlarımı Marmara Adası’nda geçirdiğim için deniz eserlerini pişirmede çok daha becerikliyimdir.

– Yaz aylarını nasıl geçirdiniz? Karantina periyodu sizin için nasıldı?

Yaza kadar zati ekrandaydım, sıhhat programıyla her gün çekime gittim geldim, gerilimle alışılmış. Akabinde yazı da proje üreterek, çalışarak geçirdim. Marmara Adası’nda tatil yaptık çocuklarla, pek seyahat etmedik malum.

– Hayatınızın bu devrini nasıl anlatırsınız?

Hayattan ne istediğimi nitekim çok iyi bildiğim bir dönemdeyim. Acayip üretkenim, dünya şartları pek müsaade vermese de yepisyeni projeler var aklımda, hepsini yapacağım lakin geçecek bu günler elbette. Özel hayata gelince, ne istemediğimi çok iyi biliyorum, değerli bir bilgi, inanın, yanlıştan koruyor.

– Yıllardır ekrandasınız, haberin her köşesinde oldunuz. Mesleğinize dair bir hayaliniz kaldı mı?

Hayal bittiyse ben bitmişim demektir. Latife bir yana, meslek ismine hayalden çok, artık istediklerimi yapmak üzerine bir iş anlayışım var, fevkalade bir lüks olağan. Dijital projeler geliştiriyorum, içerik üretiyorum, şu anda daima öğrenme, araştırma, soruşturma safhasındayım. İki YouTube kanalım var; seyahat ve hoşluk, deniyorum şimdilik. Yakında o alanda da sizi ziyadesiyle şaşırtabilirim.

‘Biraz otoriter bir anneyim’

– Daima çok formdasınız, kendinize nasıl bakıyorsunuz?

Spor, spor ve spor… Haftanın 3-4 günü hocamla çalışıyorum, başka günler yürüyorum. Son 1.5 yıldır glutensiz besleniyorum. Şekeri de kesmiştim lakin bu pandemi işleri bozdu, keyifli olmak için herkes üzere ben de tatlıya dayandım, onu da büsbütün keseceğim. Hoşluğa gelince, göz altı bantlarımı hiç aksatmam; mucize onlar. Cilt bakımı, glutatyon ve vitaminler ise sevgili Dr. Dilek Avşar’a emanet.

– İkizleriniz kaç yaşında oldu, çocuklarınızla bağınızı nasıl anlatırsınız?

İkizler 13 yaşında. Biz daima şahane bir üçlü olduk, son hız arkadaşlığımız devam ediyor. Onlar can suyum benim, güç kaynağım, hayattaki yaşama maksadım. Beraberken çok ancak çok iyi vakit geçiririz, aslında her şeyi birlikte yaparız. Nasıl bir anne miyim pekala? Ortamızda kalsın fakat biraz otoriter.