Çocuğunuz sık sık şiddetli öfke patlamaları yaşıyor, daima kızgın ve sonlu bir ruh hali yansıtıyorsa Yıkıcı Duygudurum Düzenleyememe Sorunu (YDDB) ile karşı karşıya olabilir. Ani ve çok şiddetli görülen öfke patlamalarının haftada en az üç sefer görülmesinin kıymetli bir belirti olduğunu belirten uzmanlar, kesinlikle uzman takviyesi alınması ikazında bulunuyor.

Bir yıldır devam eden öfke dikkate alınmalı

Yıkıcı Duygudurum Düzenleyememe Bozukluğu’nun (YDDB) ani ve çok şiddetli öfke patlamalarıyla kendini gösterdiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr.Başak Ayık, “Bu öfke patlamaları sık sık tekrarlanır. Haftada en az 3 sefer görülmesi teşhis koymak için bir şarttır. Öfke patlaması olmayan periyotlarda çocuğun ruh hali kızgın ve sonludur. Ve yeniden bu durumun en az 1 yıldır devam etmesi gereklidir. Ortada çocuğun sonlanmasına sebep olacak bir vaka olsa bile çocuğun reaksiyonu bu vaka ile karşılaştırılamayacak derecede şiddetli olur. En az 2 farklı ortamda gözlenebilen bir durumdur ve çoğunlukla ortamlardan birinde ağır seyir gösterir. Yani çocuk yalnızca konutta anne ve babasına bu tepkiyi veriyor lakin okul yahut arkadaş ortamında hiçbir öfke sorunu yaşamıyorsa bu çocukta YDDB‘dan kelam edilemez” diye konuştu.

Halk ortasında manik depresif olarak biliniyor

Duygudurum bozukluklarının halk ortasında “manik depresif” yahut “iki uçlu bozukluk” olarak da bilindiğini aktaran Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, bütün hastalarda iki ruh hali görünmese de bu hastaların kendilerini çok iyi hissettikleri ve çok enerjik oldukları yükselme devirleri (mani) ile mutsuz ve güçsüz oldukları düşüş (depresyon) devirleri ortasında gidip geldiğini kaydetti.

Sistemli tedavi hayat kalitesini yükseltiyor

Sistemli tedavinin kıymetine işaret eden Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, tedavinin aksatılmaması gerektiğini vurgulayarak “Duygudurumları yani kendilerini nasıl hissettikleri ve buna eşlik eden uyku, yeme alışkanlıkları üzere günlük aktiflikleri ve güç seviyeleri değişken bir seyir gösterir. Bu hastaların tedavisinde en değerli nokta “atak dönemi” olarak tanım edilen besbelli dertlerin olduğu şiddetli belirtiler ile seyreden devirler haricindeki sessiz, sakin geçen orta devirlerde de tedavilerini aksatmamaları gerektiğidir. Tertipli tedaviler bu hastaların atak sıklığını azaltır ve şiddetli atakları önleyerek kişinin hayat kalitesini arttırır. Erişkinlerdekinin bilakis çocuklarda görülen duygudurum değişimleri çok daha süratli olmaktadır ve sıklıkla bu duruma gerginlik, sonluluk eşlik etmektedir” formunda konuştu.

Belirtiler görülüyorsa uzmana başvurulmalı

YDDB’nin depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, davranım bozukluğu, unsur kullanım bozukluğu ve telaş bozukluğu ile yüksek oranda bir ortada görüldüğüne dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, çoklukla belirtilerin 10 yaşından evvel başladığına dikkat çekerek “Bu teşhis 6 yaşından evvel ve 18 yaşından evvel konamaz. Bu nedenle erişkinlerde görülmesi lakin çocukluk çağında teşhis konmuş bir kişinin 18 yaşını doldurması ile kelam konusu olabilir. Yeni bir tarif olduğundan erişkin yaşta kaydedilen çok fazla hasta tanımlanmamıştır. Yeniden bu nedenle hastalığın sıklığına dair az sayıda çalışma mevcuttur” dedi.

Öfke nöbetlerinin tedaviyle önlenmesi mümkün

Çocuklarında üstte sayılan belirtileri gören ebeveynlerin uzmana istişareleri gerektiğini hatırlatan Yrd. Doç. Dr.Başak Ayık, öfke nöbetlerini önlemeye yönelik ilaç tedavileri, davranış odaklı terapiler ve küme terapileri yarar sağladığını tabir etti. Ayrıyeten hastaların ve ailelerin hastalık hakkında eğitilmesi ve ebeveyn eğitim programlarının hayli yararlı ve gerekli teşebbüsler olduğunu kelamlarına ekledi.