Uzmanlar şiddet gören bayanların yaşadıklarını katiyetle gizlememesi gerektiğini, gizlerlerse bunun şiddeti uygulayanın işine geleceğini vurguluyor. Dayanak görerek yeni bir hayat kurmayı başarmış bayanların anlattıkları, aile içi şiddetin varacağı müthiş boyutları gözler önüne serdi. Pes etmeyen bayanlar bugün çocuklarının birebir zorlukları yaşamaması için bir yandan ruhsal tedavilerine devam ederken öteki yandan da çalışıp, kendi ayakları üzerinde durmayı öğreniyor.

Şiddete karşı sessiz kalmayarak direnen bayanlar yeni bir hayat kurmak için büyük gayret sarf ediyor. Aldıkları dayanaklarla yaşadıkları ağır travmayı geride bırakmayı başaran şiddet mağduru iki bayan kabus üzere geçen yıllarını DHA’ya anlattı.

ŞİDDET MAĞDURU BAYANLARIN YÜREK BURKAN KISSALARI

Çocukluğundan beri annesinden gördüğü şiddetten kaçan 35 yaşındaki E.B, hayatının kabusunu 15 yaşındayken yanına sığındığı ağabeyinden yaşadı. Ağabeyinin tecavüzüne uğrayan genç bayan, ne olduğunu anlamadan babası tarafından ‘ailenin haysiyetini temizlemek’ gayesiyle hiç sevmediği birisiyle evlendirildi. Evlenmemek için intihara kalkışan E.B, tekrar de evlenmekten kaçamadı.

Eşi ve ailesinden şiddet gören H.G ise, annesi öldükten sonra babası yine evlendiğinde 4 yaşındaydı. Üvey annesinden şiddet gördü, okumasına müsaade verilmedi. Akrabaları, baba konutundaki şiddetten kurtulsun diye 17 yaşında evlendirdi. Akraba evliliği yapan H.G, eşi ve ailesinden de şiddet gördü. Şiddetin hakaret ve küfürle başladığını söyleyen H.G, çocuklarını görmek istediğinde bile dayak yediğini anlattı. 5 yıl evli kalan ve 13 yıldır boşanmaya çalışan genç bayan, 9 ay sığınma meskeninde kaldı. Artık kendisine bir iş buldu ve yeni bir hayat kurdu. En büyük hayali de çocuklarıyla yaşamak ve 5 yıldır her acısını yazdığı günlüğünü, öbür bayanlara yürek olsun diye kitap haline getirmek.

“ANNEM SONLUYDU, DAİMA ŞİDDET UYGULUYORDU”

Şiddet dolu bir çocukluk geçirdiğini anlatan 2 çocuk sahibi E.B, “Ben 1,5 yaşındayken annem ile babam ayrılmış. Annem, babam şiddet uyguladığı için ondan nefret ediyordu. Şiddet dolu bir çocukluk geçirdim. 3 kardeştik, en küçükleri bendim. 16 yaşına gelen meskenden kaçıyordu. Annem sonluydu, daima şiddet uyguluyordu. Neden şiddet uyguluyordu bilmiyorum, babamla yaşadıkları problemlerin ve kardeşlerimin gitmesinin acısını benden çıkarıyor olabilir. Küçücük bir nedenden ötürü bile dövüyordu. Artık nefret etmeye başlamıştım, abim öbür bir ülkede yaşıyordu, kurtulmak için onun yanına gittim. O da kaçıp gitmişti. Yanına gidince abimin tecavüzüne uğradım, adımı berbata çıkardılar. Anneme söyledim, ‘benim oğlum o denli bir şey yapmaz’ dedi. Ben hatalı çıktım, ‘birileriyle birlikte olmuş’ oldum. Beni ‘ailenin haysiyetsizliğini’ kapatmak gayeli birisiyle evlendirdiler. 3 gün içinde karar verildi ve evlendim” dedi.

Evliliğinde yaşadıklarını anlatan E.B, şöyle konuştu:

“İlk çocuğum dünyaya geldi, 1,5 yıl sonra ikinci çocuğumu doğurdum. İkinci çocuğum 2 aylıktı eşim bana babamla birlikte olduğunu anlattı. Çocuklarımın babasına, ‘ben babasız büyüdüm, çocuklarımın babasız büyümesini istemiyorum, baba figürü olarak kal, ben de anneleriyim lakin sen bana dokunmayacaksın’ dedim. Kabul etti lakin bir yere kadar vakit geçtikçe annesine ‘beni yanına almıyor’ diye şikayet etti.”

YAŞADIKLARIMI UNUTMAK İSTİYORUM

7 yıldır kendisine yeni bir hayat kuran genç bayan, yaşadıklarını atlatmak için ruhsal tedavi görüyor. En büyük hayalini ise şöyle anlattı:

“Yaşadıklarımı unutmak istiyorum. Zira hayatımda çok büyük tesirleri var. İkili ilgilerde inanç sorunu yaşıyorum, kimseye güvenemiyorum. Güçlü olmam lazım zira çocuklarım için bir şeyler yapmadan ölmek istemiyorum. Çok yorgunum lakin yaşadıklarımı kimse bilmez.”

VAZGEÇMEDİM VE BAŞARDIM; BAYANLAR ‘BAŞARAMAM’ DİYE DÜŞÜNMESİN

Şiddet görüp, boşanmaya yürek edemeyen bayanlara da seslenen E.B, “Yalnız kalınca mutsuz olacaklarını düşünmesinler. Daha keyifli olurlar, ‘başaramam, el alem ne der’ üzere kanılara de kapılmasınlar. 1 lira için yerlere bakıp gezdiğim, konutumun kirasını, faturaları ödeyemediğim günler oldu. Simit aldığım vakit içini bugün, dışını sonraki gün yiyordum. Zorlukları yaşamadan da bugünün değerini bilmiyorsun. Yapacağıma inandım ve başardım. Vazgeçmedim, şu anda hoş bir konutum var, sakin ve huzurlu yaşıyorum. Kendi işimi kurdum lakin daha çok şey yapmam lazım” dedi.

HER ŞEY BABASININ TEKRAR EVLENMESİYLE BAŞLADI

H.G’nin gördüğü şiddet ise annesi öldükten sonra babasının tekrar evlenmesiyle başladı. 3 kardeş olan ve varlıklı bir aileye sahip H.G, üvey annesinin kendilerini dövüp, babalarına bedenlerindeki morluğu ‘düştü’ diye açıkladığını anlattı.

Üvey annesinden odunla dayak yediğini söyleyen 36 yaşındaki H.G, “Annem kanserden vefat etti. Ben 4 yaşındayken babam tekrar evlendi. Üvey annem birinci başta iyiydi, sonra bize berbat davranmaya başladı, şiddet uyguladı. Babamıza anlatmamız halinde bizi öldürmekle tehdit ediyordu. Bir seferinde başıma taşla vurmuştu, kanadı. Derin bir yara açıldığını hatırlıyorum. Kan durmadı, babama düşüp başımı taşa vurduğumu söyledi” diye konuştu.

HEM RUHSAL HEM FİZİKÎ ŞİDDET GÖRDÜM

Evleneceği kişiyi hayatında bir kere gördüğünü aktaran H.G, “17 yaşına geldiğim vakit akrabalarım beni evlendirmek istedi, kaçış olarak düşündüler. Ancak evliliğimde de hem ruhsal hem de fizikî şiddet gördüm.  Akrabam olduğu için ziyan gelmeyeceğini zannettiler. Üvey annemden kurtarmak için beni evlendirdiler. Evlenmeden evvel yalnızca bir kere gördüm. Babam evlenmemi istemedi fakat akrabalar her şeyi yaptı. Yaşım küçük olduğu için evlilik hayalim yoktu. Arkadaşlarım çeyiz olduğunu söyledi, üvey annem bana çeyizlik hiçbir şey yapmadı. Evliliğimde birinci şiddet ‘neden bunu yapmadın’, ‘şunu niçin bu türlü yaptın’ diye ailesinden başladı. Evvel bağrışmalar oldu, sonra fizikî şiddet gördüm, dövüyorlardı. Daha sonra en ufak bir şeyden mazeret üretip dövmeye başladılar. Kayınpederim, görümcem, kaynım beni döverken eşim hiçbir şey yapmıyordu. Evlendiğimiz vakit ailesiyle yaşamaya başladık. Çocuklarım olunca onları bana göstermemeye başladılar, onları görmek istediğimi söyleyince daha çok şiddet gördüm” tabirlerini kullandı.

AİLEME SÖYLEDİM FAKAT ŞİDDETİ ‘NORMAL’ KARŞILADILAR

Ailesinin kendisine sahip çıkmadığını söyleyen H.G. “Şiddet gördüğümü birinci başta aileme söylemedim. Evlendiğim için babam benimle irtibatını kesti, hiç görüşmedi. Halama, amcama ve babaanneme sonra söyledim fakat bana ‘böyle şeyler olur’, ‘bu da geçer’ dediler. Onlar şiddeti olağan karşıladı. Senin dayanılmaz noktaya geldiğini, görmüyorlardı” dedi.

İNTİHARA KALKIŞTI BİR BAYAN HAYATINI KURTARDI

13 yıldır boşanmaya çalıştığını aktaran H.G, birinci yıllar maddi imkansızlıklar nedeniyle dava açamadığını lisana getirdi.

H.G, “Ailemin maddi durumu iyi olmasına karşın bana dayanak olmadılar. Çalışmaya başladım, babaannem de ruhsal şiddet uyguluyordu. Onun yanına geldim 2 ay sonra beni yine evlendirmek istedi. Artık son noktaya gelmiştim, canıma kıymaya çalıştım. Her taraftan dayanılmaz bir noktaya geliyorsunuz. Tam hayatıma kıymak üzereyken komşumuz olan bir bayan bana sahip çıktı, intihar etmeme mahzur oldu. Bana kızı üzere davrandı, kent değiştirdik. Yeni bir hayat kurdum, olan ailemle bağlantımı kestim” diye konuştu.

YAŞADIKLARIM HAYATI ÖĞRENMEMİ SAĞLADI

Kardeşinin çağırmasıyla onun yanına gelen H.G, bir mühlet sonra anlaşamadığı için sokakta yaşamaya başladı. Akabinde sığınma meskenine yerleşen H.G, “Sığınma meskeninde kalırken kendimi geliştirmek için kurslara gittim. İlkokul mezunuydum, açıktan eğitimime devam ediyorum. Muhakkak bir mühlet kaldıktan sonra sığınma konutundan ayrıldım. Artık çalışıyorum, kendi ayaklarımın üstünde duruyorum. Çocuklarımla bir hayat kurmak istiyorum. Yaşadığınız acılar size hayatı öğretiyor, güçlü olmanızı sağlıyor” dedi.

5 YILDIR YAŞADIĞI HER ACIYI YAZIYOR

5 yıldır yaşadıklarını yazdığını anlatan H.G, “Deste deste peçete yazıları var, 2 defter bitirdim. Sayfalarla dertleşiyorum, yazdığım vakit güya karşımdaki beni dinliyormuş üzere memnun oluyorum. Bugün buralara geldiysem kan bağı değil, can bağı olan beşerler sayesinde geldim” diye konuştu.

BAYANLARA SESLENDİ: KORKMAYIN

Şiddet gördüğü halde evliliğini bitiremeyen bayanlara seslenen genç bayan, “Korkmasınlar, bir yerden sonra kendinizi güçlü hissedeceksiniz. Bayan istedikten sonra her şeyi yapabilir. Her zorluğun üstesinden gelebilir” sözlerini kullandı.

PSİKOLOG KARAAHMETOĞLU: ŞİDDETE SESSİZ KALMAYIN

Eyüpsultan Aile Danışmanlığı ve Eğitim Merkezi Ünite Sorumlusu ve Klinik Psikolog Berat Karaahmetoğlu da eşinden yahut bir yakınından şiddet gören bayanlara tekliflerde bulunarak, yapılması gerekenleri anlattı.

Karaahmetoğlu, “Kadına şiddetin nedenleri ortasında kişinin içsel sorunlarından kaynaklı karşı tarafı ezme uğraşı, ekonomik problemler, aile içinde şiddetin öğrenilmesi bulunmaktadır. Bayana şiddet temel hakların ihlalidir yani büyük bir kabahattir. Ruhsal ve fizikî olmak üzere iki türlü şiddet var. Şiddete uğrayan şahısta travmatik sonuçlar ortaya çıkıyor. Kişi kendini kıymetsiz hissediyor, özgüveni düşüyor ağır endişe ve panik yaşıyor. Ağır endişe ve panik hali ruhsal meselelere neden oluyor. Depresyon, intihar kanısı, dert bozukluğu bunlardan bazıları” dedi.

YAPTIRIMLARIN ARTMASI GEREKİYOR

Şiddeti önlemek için hem kişisel hem de toplumsal olarak çalışmak gerektiğini vurgulayan Karaahmetoğlu, “Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) bir ortaya gelmesi, bayan dayanışma derneklerinin sayısının artması lazım. Şiddete yönelik farkındalık çalışmalarının daha fazla yapılması gerekiyor. Hukuk açısından da yaptırımlar artırılmalı” sözlerini kullandı.

ŞİDDETİ GİZLEMEYİN

Şiddete maruz kalınca muhakkak bunu gizlememek gerektiğini vurgulayan Karaahmetoğlu, “‘Çocuklarım var’, ‘kocam beni seviyor’ diye düşünmeyeceğiz. Birinci başta en yakınlarımıza, şiddete uğradığımızı söylemeliyiz. Şiddeti gizlerseniz uygulayanın işine gelir. Emniyete gidip durumunuzu anlatıp, dayanak isteyin. Gerekli tedbirler alındıktan sonra da kesinlikle ruhsal takviye alınmasını öneriyorum” diye konuştu.