Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Kısmı öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz’da kayboldu. Ailesinin başvurusu üzerine jandarma ve polis takımları, arama çalışması başlattı. Yapılan çalışmalar sırasında kuşkulu sözleri nedeniyle gözaltına alınan Cemal Metin Avcı, Pınar’ı çıkan hengamede elleriyle boğup öldürdüğünü, bağ meskeninde cesedini çöp varilinde yakıp, üzerine beton döktüğünü itiraf etti. Avcı’nın gösterdiği yerde bulunan varilde, Pınar’ın bir kısmı yanmış cesedine ulaşıldı. Pınar memleketi Bitlis’in Hizan ilçesinde toprağa verilirken, kuşkulu, sevk edildiği adliyede ‘canavarca hisle ve eziyet çektirerek adam öldürmek’ kabahatinden çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı, evli ve 1 çocuk babası Metin Cemal Avcı hakkında ‘canavarca hisle adam öldürme’ kabahatinden ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası istemiyle iddianame hazırladı. İddianame, Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede kardeş Mertcan Avcı hakkında da ‘yardım ve yataklık’ kabahatinden 5 yıl mahpus cezası talep edildi.

Pınar Gültekin’i öldüren Cemal Metin Avcı’nın anne-babası ve bir yakınları ile ilgili, kanun faydasına bozma talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvuruldu. Cemal Metin Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı’nın jandarmadaki tabirinin soruşturmanın seyrini kıymetli ölçüde etkilediği belirtildi. Mertcan Avcı, cinayetin işlendiği saatlerde bağ meskenine sık sık girip çıkan araçlarla ilgili bilgi verdi. Avcı, mobese kayıtlarına nazaran, bağ konutuna giren üç araçtan birinin, ağabeyi Cemal Metin Avcı’ya ilişkin olduğunu söyledi. Avcı, beyaz renkli binek arabanın babası Selim Avcı’ya, tekrar beyaz renkli ticari aracın ise kendisi, babası ve Şükrü G. O.’nun kullanımında olduğunu söyledi.

Bu söz üzerine, anılan araçlara ait kayıtlar incelenerek tek tek çıkarıldı. Kayıtlarda, plakaları görünmese de Mertcan Avcı’nın belirttiği renkteki marka model araçların cinayet konutuna girip çıktığı tespit edildi. Kelam konusu araç trafiğinin yanı sıra telefon görüşmelerine ait HTS kayıtlarında da soruşturma ile ilgili değerli detaylar ortaya çıktı. Yapılan incelemelerde Cemal Metin Avcı, olay günü saat 17.34’te baba Selim Avcı’yı aradı. 19 saniye süren görüşmenin, cinayetin işlendiği saat dilimi olan 15.00-16.00 sonrasına denk geldiği anlaşıldı. Avcı ile babası ortasında cinayet günü toplam 4 telefon görüşmesi gerçekleşirken, anne Ayten Avcı ile oğlu ortasında ise 3 telefon görüşmesi gerçekleşti. Avcı’nın annesini aradığı anılan görüşmelerden biri saat 19.40’ta gerçekleşti. Yeniden, bir öteki kuşkulu Şükrü G. O.’ya ilişkin cep telefonu cinayet bölgesine yakın bir bölgede sinyal verdi.

Ortaya çıkan yeni meczuplar üzerine anne-baba Avcı ve Şükrü G. O. hakkında Gültekin’in avukatı Rezzan Epözdemir tarafından savcılığa hata duyurusunda bulunuldu. Şüphelilerin kabahat kanıtlarını yok etmeyi amaçladığı kaydedildi. Müracaatta, Cemal Metin Avcı’nın gözaltına alındığı gün olan 20 Temmuz günü saat 22.34’te, Ayten Avcı, Selim Avcı ile kızları E. Avcı’nın bağ meskenine giderek kanıtları yok ettiği öne sürüldü.

Savcılık yürüttüğü soruşturma sonrası üç kuşkulu için takipsizlik kararı verdi. Gültekin ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir, bu karara itiraz etti. İtirazı Muğla 2. Sulh Ceza Hakimliği kıymetlendirdi. Hakimlik, itiraz başvurusunu reddetti. Ret kararı sonrası, Pınar Gültekin’in ailesinin avukatı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne başvurdu. Epözdemir’in hazırladığı dilekçede, kanun faydasına bozma talebi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurulması talep edildi.