Uzmanlara nazaran aşılanmanın başlamasıyla toplumun rahatlaması hızlandırdı. Göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, olayların 7000’lere düştüğü ocak ayında ‘Bulaş ve virüsün tesiri de azaldı, aşının etiklerini görüyoruz’ algısının oluştuğunu belirterek, şunları dedi:

“Oysa o önlemlere bağlı bir iyileşmeydi. Aşıyı biz ocak ayından itibaren yaptık. Aşının aktifliği için en az 1.5 ay geçmesi gerekiyor. Bir de toplam aşılama sayısı olay artışından evvel 3-4 milyon civarındaydı, 80 milyonluk ülkede 3-4 milyon çok düşük bir sayı. 40 milyona yakın kişinin hastalığı geçirmiş ya da aşı olması gerekiyor ki salgın kırılsın. Önlemler uyulmaya başlanırsa olaylar azalır. Bir de hava sıcaklığı artarsa bir azalama yaşanır. Şayet yazın önlemlere dikkat edilirse, bir gevşeme yaşanmazsa ve beraberinde aşılanma devam ederse seneye çok hafif bir salgın yaşanır.”

Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut da hadise sayısının resmi bilgilerin iki katı olduğunu savunarak, “Bunu teknik olarak kliniklerdeki yansımalarıyla gördük. Bu artışın nedeni; toplantılar yapılması, kafe ve restoranların açılması. Bunlar bulaş oranını artırdı. Hadiselerin okullarda çok yaygın olduğunu gördük. Aşılanma süratli yapılmadan erken normalleştik” dedi.

Aşı güvensizliği

Güneydoğu ve Karadeniz’de aşıya karşı bir güvensizliğin bulunduğuna işaret eden Buluk, “Aşı hızlandırıp tedbirler alınırsa bu rakamalar bu kadar yükselmez. Türkiye bunu başarabilir” dedi. Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Sıla Akhan da olay artışının İngiliz varyantının bulaş suratının yüksek olduğuna işaret ederek, “Bunu denetim edemediğimiz sürece İngiliz varyantı öbür bir varyanta dönüşebilir. Yapılaması gereken bu gidişatın bir an evvel denetim edilmesi. Yapabileceğimiz en değerli şey ise tedbirler. Aşıların tamamlanması için şimdi çok vakit var. O yüzden aşılanma yapılana kadar en sıkı formda değerlerin alınmasında yarar var. Tedbirleri azamî düzeyde tutmalıyız” teklifinde bulundu.