İhsan Dindar – milliyet.com.tr – [email protected]

Öncelikle pandemi günleri nasıl geçiyor? bunu sorarak başlamak istiyorum.

Pandemi periyodu açıkçası güç geçiyor. Konserlerin olmaması her müzisyen üzere beni de etkiledi. Tek iyi yanı daha ağır ders vermem ve öğrencilerime daha çok vakit ayırabilmem oldu. Fakat canlı konser vermeyi çok özlediğimi söyleyebilirim.

Geçtiğimiz günlerde Kadıköy ismini taşıyan albümünü dinleyicilerle buluşturdunuz. Albümün kıssasını de dinlemek isterim lakin öncelikle İstanbul ve Kadıköy üzere semtlerin sizdeki karşılığını yarattığı ilham nedir?

İstanbul Beşiktaş doğumluyum. Fakat 3 yaşımdan beri Kadıköy’de yaşıyorum. Kadıköy benim için çocukluk gençlik ve yetişkinlik dönemimin özeti üzere. Birinci buluşma, birinci aşk, son aşk hepsi Kadıköy’de yaşandı. Her vakit kendimi özgür hissettiğim bir yer. Albümü Kadıköy’de yaşarken orada biriktirdiğim anılar üzerinden yazdım.

Artık yavaş yavaş Kadıköy albümüne gelelim. Albüm nasıl bir çalışmanın eseri? Bu albümde kimler yer aldı?

Albüm hayatımda bir değişikliğe gereksinimim olduğunu hissettiğim hayat biçimimi ve alanımı değiştirdiğim bir devir yazdığım kesimlerden oluşuyor. Hayatın telaşından kurtulduğum, tekrar öğrenci üzere hissettiğim ve yaşadığım bir devir. Kesimleri yazdıktan sonra daha evvel de bir çok projede birlikte çalıştığım müzisyen arkadaşlarıma götürerek yürüyen bir süreç burada Tamer Temel, Berke Özgümüş ve Volkan Topaloğlu’ndan oluşan Emre Tankal Quartet’in bestelerimin gelişiminde rolü çok büyük.

Bu dönemde albüm pek de tercih edilir bir şey değil. Buna karşın bu türlü bir işe imza atmak nasıl bir motivasyonun eseri?

Albüm yapmamın tek sebebi gerçek müzik dinleyicisine ulaşmak. Kitlelere hitap etmek üzere bir amacım yok. Hürmet duyduğum sevdiğim müzikal öngörüsüne güvendiğim insanların geri dönüşleri benim için kitlelerden daha kıymetli.

Siz doğaçlama sololarınızla da ünlü bir müzisyensiniz. Lakin bu konsersizlik devri pek çok şey üzere bundan da yoksun bıraktı dinleyici. Online konserlere nasıl bakıyorsunuz?

Online konserler benim için açıkçası çok az şey tabir ediyor. Bilhassa doğaçlama çalınan müzikler dinleyiciyle etkin bir alışverişle ortaya çıkıyor. Doğaçlama benim için kendini en iyi söz etme hali. O sırada kimse olmadığı vakit kendini tabir etmek de çok manalı olmuyor. Alışılmış insanların konutlarından dinlemesi de kıymetli lakin birebir ortamda olmak üzere olmuyor.

Geleceğe nasıl bakıyorsunuz? Bu yaz konserler olacak mı? Bu tarafta bir hazırlık var mı?

Çok bir fikrim yok. Umudumuz konserlerin başlaması tarafında. Canlı konser vermeyi çok çok özlediğimi söyleyebilirim. Fakat herkes ne biliyorsa biz de o kadar biliyoruz.