Sıhhat Bakanlığı’nın 3 Eylül tarihinde açıkladığı Kovid-19 Günlük Durum Raporu’nda yeni hadise sayısı bin 641 olarak tespit edilirken, olayların 311’ni 24 yaş ve altındaki çocuk ve gençler oluşturdu. Bu tablo Kovid-19’un çocuklarda görülme sıklığı açısından bir değişikliğin kelam konusu olup olmadığı sorusunu akıllara getirirken, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Kolu Lideri Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, test sayısı arttıkça hadiselerin ortalama yaşlarının düştüğünü söyledi. Ceyhan, çocukların virüsü bulaştırma potansiyeline ait ise, “Çocuklar da en az yetişkinler kadar, hatta ağır bakımda yatan yetişkinler kadar virüsü bulaştırıyorlar” dedi.

‘Değişiklik olmadı’

Olayların içerisinde genç ve çocuk sayısının yüksek olması, son devirde dillendirilmeye başlanan “Kovid-19 çocuk ve gençlerde daha sık görülmeye başlandı?” savını akıllara getirirken, hususa ait Milliyet’e değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Ceyhan, Kovid-19’un çocuklarda görülme sıklığı açısından bir değişikliğin kelam konusu olmadığını söyledi. Ceyhan, “Test sayısı arttıkça daha çok çocuğa da test yaptıkça, olayların ortalama yaşı düşüyor fakat ağır olayların, ölen hadiselerin yaşları tekrar yüksek. Ne kadar çok test yaparsanız o kadar çok durumu daha iyi olan, daha hafif geçiren şahısları yakalayabiliyorsunuz. Evvelce mesela 10 binler civarında test yaparken artık 110 bin civarında test yapıyorsunuz. Hasebiyle bulduğunuz hadiselerin ortalama yaşı daha düşük çıkıyor. Bütün dünyada bu türlü. Yoksa virüs birden teğe çocuklarda daha çok görülmeye başlandı ya da gençlerde daha çok görülmeye başlandı değil. Hadise büsbütün sizin yaptığınız test ölçünüzü yaygınlaştırmanız” dedi.

BILHASSA 10-20 YAŞA DİKKAT

Sokağa çıkma yasaklarının olduğu periyotta yapılan çalışmaların insanları yanılttığını belirten Ceyhan, o devirde, “Çocuklarda virüs ölçüsü daha az, bulaştırmıyorlar ya da daha az bulaştırıyorlar” üzere telaffuzların söylendiğini kaydetti. Bunun bu türlü olmadığını o periyotta söylediğini lisana getiren Ceyhan, şunları kaydetti:

“Çocuk esasen dışarı çıkamıyor. Nereden alacak virüsü? O yüzden bu sonuçlar çıkıyor demiştim. Hakikaten kreşleri, okulları açmaya başladıkça yapılan çalışmalar durumun bu türlü olmadığını gösterdi. Çocuklar daha az ağır hastalık geçiriyorlar, daha az ölüyorlar fakat bu hiç hastalık geçirmedikleri ya da ölmedikleri manasına gelmiyor. Oran olarak yaşlılardan daha düşük. Daha değerlisi, ‘Okulların açılmasıyla birlikte çocuklar orada vürüsü alırlarsa korkmayın, bulaştırmıyor, maske takmalarına gerek yok’ üzere lafların gerçek olmadığı ortaya çıktı. Tam aksine çocuklar da en az yetişkinler kadar, hatta yoğunbakımda yatan yetişkinler kadar virüsü bulaştırıyorlar. Binlerce olayın incelendiği bir çalışma var. Orada görülüyor ki bütün yaş guruplarına baktığımızda yaşlılar da dahil, en çok bulaştıran küme 10 ile 20 yaş ortası. Zira onlar davranışları nedeniyle daha çok temas kuruyorlar. Tekliflere çok uymuyorlar. O yüzden okul çağındaki çocuklar şayet okulda virüs alırlarsa yetişkinler kadar bulaştıracak.”