Erkeklerin en az 445 bayanı katlettiği 2019’daki acı tabloya yenileri eklendi. Bayan Cinayetlerini Dururacağız Platformu’nun dataları, bayan cinayetlerindeki iç karartan tablonun her yıl daha da berbata gittiğini gözler önüne serdi. Erkek şiddeti 2019 yılında en az 445 bayanı hayattan koparırken, 2020 yılında tablo daha da karardı. Geride kalan son bir yılda 300 bayan uğradığı yırtıcı şiddet nedeniyle katledilirken, 171 bayanın mevti de kayıtlara “şüpheli ölüm” olarak geçti. Katledilen bayanların büyük çoğunluğunun faili ise tekrar yakınları oldu.

‘Kâğıt üstünde kaldı’

Bayan cinayetlerinin her yıl arttığını söyleyen Bayan Cinayetlerini Durduracağız Platformu Temsilcisi Ayşen Ece Kavas’a nazaran bunun nedeni ise cezaların caydırıcı olmaması. Bu yıl kuşkulu vefatlarında arttığına dikkat çeken Kavas, “İstatistiklere baktığımızda cinayetlerin evvelki yıllara nazaran azaldığı tek yıl 2011 yılı. Bunun sebebi de, o yıl İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmış olması. Bunun devletin ‘Biz bayanları koruyacağız’ demesiyle bir ilgisi var. Lakin sonraki yıllarda daima bayan cinayetlerinde bir artış görüyoruz. Bu artışın sebebi; yasalar çıktı ve imzalandı fakat uygulanmadı. 6284 Sayılı Kanun’a nazaran de muhafaza kararları kâğıt üstünde kaldı. Maddelerin uygulanmaması ve siyasi irade gösterilmemesi erkeklere cüret veriyor. Bilhassa bu yıl kuşkulu vefat sayıları çok arttı. Artık erkekler bunu gizleyebileceğini düşünüyor. Pınar Gültekin’in katili mahkemede ‘Yakalanacağımı düşünmemiştim’ dedi. Aylin Sözer’in katili de ‘Delilleri yok etmek için meskeni ateşe verdim’ dedi. Faillerin bayanları öldürüp kanıtları karartmaya çalıştığı durumlarla çok karşılaşıyoruz. Mevcut siyasetler, toplumdaki gidişat ve bayanların meselelerinin tahliline yönelik uygulamalara bakıldığında aslında erkeklerin korunduğu görülüyor” sözlerini kullandı.

‘Önlemler odunsuz olmalı’

İstanbul Barosu Bayan Hakları Merkezi üyesi, avukat Süreyya Kardelen Yarlı da bayan cinayetlerinin giderek artmasının birden fazla sebebi bulunduğunu belirterek, bu sebepleri şöyle sıraladı:

“Yargı alanında verilen cezaların infaz edilmemesi, her bayana yönelik şiddet evrakında ezbere bir formda iyi hal indirimine gidilmesi, İstanbul Kontratı ve 6284 Sayılı Kanun’un faal uygulanmaması ve bu hukuksal düzenlemelerle ilgili halkı yanlış bilgilendiriyor olmak, toplumsal cinsiyet eşitliğini toplumun geneline yaymamak, bayan düşmanı siyasetleri desteklemek, mağdur suçlayıcılık yapmak, alanda çalışan STK’lere gerekli dayanağı vermemek, toplumsal dönüşüm için bayan hakları alanında çalışmalar yapmamak ve eğitim sistemini buna nazaran revize etmemek. Üstelik ataerkil bir zihniyete sahip yargı ve kolluk sistemini düzeltmedikçe, failler desteklenmeye devam edildikçe bayan cinayetleri artacak olup alınacak tedbirler de yetersiz kalacaktır. Bayan cinayetleri ile ilgili kâfi tahlil yapılmaması, bilgilerin şeffaf olmaması ve risk tahlil raporlarının da olmaması olaylarını yönlendirilmesinde ve tespitinde mahzur teşkil etmektedir. Ayrıyeten bu alanda özel olarak eğitilmemiş kolluk kuvveti ve toplumsal hizmet uzmanları da bazen riskli olayları gözden kaçırmakta böylelikle bayan cinayetleri  ihmalden de ortaya çıkabilmektedir. Nitelikle işçi ve bayana yönelik hassas yargı sistemi yaratmadığımız ve bu hususu ülkenin bir numaralı sorunu sayamadığımız sürece cinayetler ne yazık ki giderek artacaktır. Ortada olan artık bir bayan kıyımı olduğu için tedbirler bu kıyıma karşı sert ve odunsuz olmalıdır.”