Adana’da geçen yıl eylül ayında oto galericilik yapan İbrahim Ünverdi’nin, araba satışından elde ettiği 215 bin TL’yi ofise götürmesi için verdiği çalışanı Ramazan Ç., parayla birlikte ortadan kayboldu. Olaydan birkaç gün sonra Ünverdi’nin ulaştığı Ramazan Ç., parayı borcu olduğu tefeciye verdiğini öne sürüp telefonunu kapattı. Ünverdi, diğer bir işçisinden, Ramazan Ç.’nin bir koronavirüs hastasından tükürük aldığını ve içeceğine koymaya çalıştığını öğrendi. Bu argümana şaşıran Ünverdi, “Ben hayatımda bu türlü bir öldürme tekniği görmedim” dedi.

Olayın basına yansımasının akabinde Ramazan Ç.’nin daha çok sonlandığını öne süren Ünverdi, tehdit iletileri almaya başladığını söyledi. Bunun üzerine Adana Adliyesi’ne giden Ünverdi, Ramazan Ç. hakkında ‘öldürmeye teşebbüs’ ve ‘tehdit’ kabahatlerinden şikayetçi oldu.

‘SENİ VİRÜSLE ÖLDÜREMEDİM FAKAT KAFANA SIKACAĞIM’

Savcılığın muhafaza talebi istediğini söyleyen İbrahim Ünverdi, Ramazan Ç.’nin olayın basına yansımasıyla daha çok üstüne geldiğini belirterek, “Bana, ‘Seni virüsle öldüremedim. Kafana sıkacağım’ biçiminde bildiriler atıyor. Keşke beni virüsle öldürmeye kalkışacağına, bu dediğini yapsaydı. Annem ve babamın kronik hastalığı var. Beni koronavirüs hastası yapmaya çalıştığında aileme, etraftakilere bulaştırabilirdim. Başıma sıksa, yalnızca ben ölürdüm. Bu kadar şeytanlık düşünmeye ne gerek vardı. Durmadan beni öldüreceğini söylediği bildiriler atıyor. Çok şükür müdafaa verdiler ve Ramazan Ç.’yi de arıyorlar. Eminim ki açtığım davadan da emsal bir karar çıkacaktır” diye konuştu.

‘TÜRKİYE GENELİNDE BU TÜRLÜ BİR DAVA KELAM KONUSU DEĞİL’

Ramazan Ç. hakkında gerekli müracaatların yapıldığını aktaran Ünverdi’nin avukatı Semih Nazik ise “Müvekkilim ve ailesi kaygı içerisinde. Bu davadan emsal bir karar çıkmasını bekliyoruz. Ülke genelinde bu vakte kadar bu türlü bir dava kelam konusu olmadı. Korona hastasından alınan tükürüğü, müvekkilime içirmeye çalışması öldürmeye teşebbüstür. Bu nedenle taammüden öldürmeye teşebbüs suçlamasıyla yargılanmasını temenni ediyoruz. Tehdit bildirileriyle ilgili de gerekli beyanlarda bulunduk ve müdafaa kararı aldırdık” dedi.

‘KENDİM VE ÇOCUKLARIMIN HAYATINDAN TASA EDİYORUM’

Olayın akabinde meskenden dışarı çıkmaya korktuğunu anlatan Ünverdi’nin eşi Dilek Ünverdi de hem kendisi hem de çocuklarının hayatından telaş ettiğini ifade etti. Dilek Ünverdi, “Bu adamın nereden karşımıza çıkacağını bilmiyoruz. Perdelerimiz kapalı bir halde oturuyoruz. Bu kişinin yakalanmasını istiyorum. Cezasını çeksin ki ben ve çocuklarım özgür bir formda konutumuzdan çıkabilelim. Eşimi işe gönderirken hem balkondan hem de pencereden bakıyorum. Yaptığı onca şeyden sonra bize tehdit bildirileri atması daha da korkuttu. Adaletin yerini bulmasını istiyorum” diye konuştu.