İstanbul Keldani Kilisesi Papazı Remzi Diril’in Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Kovankaya köyünde yaşayan babası Hurmüz Diril (72) ve annesi Şimuni Diril (65), 11 Ocak 2020’de kaybolmuştu. Şimuni Diril, 20 Mart 2020’de köye iki kilometre uzaklıkta, çocukları tarafından meyyit olarak bulunmuş, cenazesi de 26 Mart’ta İstanbul’daki Latin Mezarlığı’nda toprağa verilmişti. 11 Ocak’ta kaybolan Hurmüz Diril’den ise 365 gündür haber yok. Ailesi, Hurmüz Diril’in akıbetinin bir an evvel aydınlatılmasını istiyor. Bir yıldır babalarından haber alamayan Remzi Diril, Milliyet’e konuştu.

‘Raporda bunlar yok’

Yaptıkları arama sonucu yalnızca annesinin cenazesine ulaşabildiklerini belirten Remzi Diril, “Annemin bütün kıyafetlerini bulduk lakin babamla ilgili rastgele bir ize rastlamadık. Yaz boyunca da aramalarımız sürdü. Annemin vefatıyla ilgili isimli tıp raporunda, mevt sebebi olarak yalnızca yaralama ve darbeden bahsediliyor. Ne biçimde öldüğüne dair rastgele bir ayrıntı yok. Rapor bizi ikna etmedi, zira annemin naaşını kaldırdığımızda başında ve sırtında kurşun izi vardı. Daha sonra bulduğumuz montunda ve yeleğinde de birebir müsaade olduğunu gördük. Fakat isimli tıp raporunda bunlar yoktu” diye konuştu.

‘Çalışma yetersiz’

Anne ve babası kaybolduktan sonra yapılan saha çalışmasının yetersiz kalmasından yakınan Diril, “Aramalarda bize yardım etmek için bizi tanıyan yaklaşık 20 kişi gelmek istedi lakin jandarma gelmelerini engelledi. Ne AFAD geldi ne de sivillere müsaade verildi. Müsaade verilseydi biz annemi o süreçte çabucak bulurduk, babamla ilgili de bir bulguya rastlardık. Biz tam 1 yıldır babama ne olduğunu bilmiyoruz. Annemi öldürüp suya atanlar babamı da öldürmüştür.  1 yıldır babama ne olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz ve babamı aramaktan da vazgeçmeyeceğiz. Dava belgesinde neden hâlâ zımnilik var, onu da anlamış değiliz” dedi.

‘Detaylı sorgulama yapılmalı’

Remzi Diril kelamlarını şöyle sürdürdü: “ Olayla ilgili görgü tanıklığı yapan bir kişi vardı, o da babamın öz kuzeniydi. İki sefer sözü alındı lakin verdiği iki söz çelişkiliydi. Bunun yanı sıra babamların kaybolmasını da bize haber vermedi. Ben oraya gittiğimde kaybolduklarını öğrendim. Halbuki ben gitmeden birkaç gün evvel annem ve babam kaybolmuş. Neden haber vermediğini sorduğumuzda da telefonunun bozuk olduğunu söyledi. Halbuki telefonu bozuk değildi ve köyde şebeke de vardı. Mevzuyla ilgili babamın kuzeninin üzerine fazla gidilmedi. Çelişkili tabirler ortadayken daha ayrıntılı bir sorgulama yapılabilirdi lakin yapılmadı. Annem ve babamın kaybolmasıyla ilgili soruşturma da yetersiz kaldı.”